MUŞ İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Sayın Valimiz Seddar YAVUZ Okul Müdürlerinin Sene Başı Toplantısına Katıldı.

Sayın Valimiz Seddar YAVUZ Okul Müdürlerinin Sene Başı Toplantısına Katıldı.

Muş Öğretmenevi toplantı salonunda “okul müdürleri sene başı istişare toplantısı” yapıldı. Toplantıya Valimiz Sayın Seddar Yavuz, İl Mili Eğitim Müdürü Cevdet Arslan, İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Teftiş Kurulu Başkanı, İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Bülent Solmaz, Milli Eğitim Müdür Yardımcıları, Şube Müdürleri, Okul Müdürleri ve Müdür Yardımcıları katıldı.

 

Toplantının açılış konuşmasını yapan İl Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan; 2015-2016 eğitim öğretim yılı başladı. Milli Eğitim camiasının bir takım olduğunu ve bir takım halinde çalışması gerektiğini söyledi. Okul idarecilerinin mesai saatlerine dikkat etmelerini ve okullarda hiçbir aksaklığa meydan verilmemesini söyleyerek, okullarımızdaki eksiklikler imkanlar dahilinde en kısa zamanda giderilmeye çalışılmaktadır. Okullarımızın personel ihtiyacı için İş kur Müdürlüğü ile görüşmemiz devam ediyor, inşallah alınacak personeller Ekim ayı içerisinde başlayacak, görüşmelerimiz devam ediyor en kısa zamanda sonuçlandıracağız. Okullarımızı gezdik bazı problemler var, Okullarımız ders programlarını yapmış her öğretmenin elinde el programı olacak ve hiçbir aksaklığa meydan vermeyeceğiz, tüm öğretmenlerimiz zamanında derslerine girecek ve Pazartesi gününden itibaren hiç bir mazeretimiz kalmamış olacaktır. Liselerimiz ve Ortaokullarımız ile gurup, gurup toplantı yapacağız. Anaokulu öğretmenlerimiz ile toplantı yaptık. İyileşme yönünde hareket etmemiz lazım. Gelişen değişen bir trend izlememiz gerekir, her gün bir şeyler yapmanın çabası içinde olmamız gerekir. Anaokulundaki, Ortaokuldaki başarıyı arttırmasak, Lisedeki akademik başarıyı arttırmasak yerimizde sayarsak demek ki bizlerde gelişme, değişim yoktur bunu hiçbir arkadaşımızın kabul edeceğini sanmıyorum. Bu bir gerilemedir. Mutlak suretle çalışmamız lazım, gayret göstermeliyiz dedi.

Destekleyici ve Yetiştirici kursların programları yapıldı, 1 Ekim itibari ile başlayacak. Kursları düzenli bir şekilde aksaklığa meydan vermeden devam ettireceğiz, Okullarımıza yakacak dağıtımı devam etmektedir, en kısa sürede tamamlanacaktır. Öğretmen ihtiyacı olan okullarımızda ücretli öğretmen görevlendirmeleri yapıldı. Okullarımızın eksikleri olabilir, ama binayı yaşatan insandır, nefestir, hayattır, her ne kadar fiziki imkânlarımız iyi olursa olsun sizlerin gayreti, çabanız, aşkınız, heyecanınız olması gerekir. Heyecanı, aşkı olmayan başarılı olamaz arkadaşlar. Bir çabası, derdi olmayan, davası olmayan başarılı olamaz, bu çocuklara bir kültürel değer katayım demediğimiz zaman sonuç alamayız arkadaşlar. Sizin pozitif yaklaşımınız, öğretmene yansıyacak, öğretmenin mutluluğu öğrenciye yansıyacak, öğrencinin mutluluğu aileye yansıyacaktır. Kendimizi sorgulayacağız. Okullarımızda sosyal kültürel kurslar açalım, çocuklara insani yönden yol gösterilim onları topluma faydalı bireyler olarak yetişmelerine katkı sunalım. TEOG müfredatını tüm öğretmenlerimize verelim, her dönem en az iki deneme sınavı yapalım. Yatılı okul müdürleri hafta sonları pansiyonları ziyaret edelim, öğrencilerimizi motive edelim. Bizlerin çabası çocuklarımızın geleceği üst eğitimlere daha iyi nasıl hazırlanır olmalıdır, bizler de bu vizyonla hareket etmekteyiz dedi Okullarımızda akademik başarıyı artırmak, çocuklarımızı toplumsal değerlere bağlı, ülkemize faydalı bireyler olarak yetiştirme gayreti ile çalışacağız dedi.

 

Sayın Valimiz Seddar Yavuz burada yaptığı konuşmada; “Hepinizin bildiği gibi eğitim; insanın kendini gerçekleştirebilmesi, geliştirebilmesi, başta kendine faydalı, iyi insan olabilmesi, daha sonra ailesine, içinde yaşadığı topluma bir katkı sunabilmesini sağlayan en önemli araçlardan bir tanesidir. Biz eğitimi insan davranışlarındaki olumlu değişiklikler olarak değerlendiriyor ve öyle görüyoruz. Aksi halde insan davranışlarında olumlu yönde değişiklikler olmuyorsa, yaptığımız eğitimin tekrar sorgulanması gerekir. Eğitim; insanlara aynı zamanda incelik, nezaket ve zarafet öğretir. Eğer bunları öğretmiyorsa o eğitimde de sorun vardır. Eğer kalplerimiz yumuşamıyorsa, merhamet ve şefkat duygularımız gelişmiyorsa yine eğitim sistemimizde bir sorun var demektir. Dolayısıyla eğitime sadece insanların bilgi yüklendiği ve bilgiyi de taşıdığı bir anlayışla bakacak olursak bugün dünya üzerinde yaşadığımız sorunla karşılaşırız. Hepinizin bildiği gibi pozitivizm; 70’li yılların ikinci yarısından sonra iflas etmiştir. Pozitivizm ne diyordu?  Bilim ve akıl her şeyi çözüyor. Biz insanlara eğitim verecektik, onları zenginleştirecektik. Böylece insanlar huzurlu ve mutlu olacaklardı. Ne var ki Avrupa bunları sağlamasına rağmen, suç oranlarının en yüksek olduğu ülkeler Avrupa ülkeleridir. Böyle olunca pozitivizm gündem dışına itilmeye başladı. Türkiye’de de pozitivizm adına birçok zorlama yapıldı ancak günümüzde dünyanın muhafazakârlaştığı yönünde bir görüş hâkim olmaya başladı. Dünya’da hiçbir toplum ve bireyin, düşünce akımlarından ve yaklaşımlardan etkilenmemesi mümkün değil. Hepimiz bir şekilde bu küresel değişimden, dönüşümden etkileniyor ve buna göre de şekil alıyoruz. Dünya’nın şu anda bulduğu, keşfettiği en iyi yönetim şekli hiç şüphesiz demokrasidir. Birçok aksaklığına rağmen demokrasi ve hukuk devleti prensipleri bütün Dünya’da kabul gören, belki aksaklıklarıyla beraber devam eden en iyi rejimdir.  Az gelişmiş ülkelerde özgürlüklerin bizatihi özgürlükleri yok etmek üzere kullanıldığına da maalesef şahit oluyoruz. Yani barış, özgürlük, hak diyenlerin, en çok da hakkı ve barışı yok etmeye çaba sarf ettiklerine şahit oluyoruz.

 

Değerli arkadaşlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti son on yılda sessiz ve büyük bir devrim gerçekleştirmiştir. Bu devrim hem demokratikleşme, insan hakları, hukukun üstünlüğü, diğer taraftan refah seviyesi hiç tahmin edilemeyeceği kadar, hayal edilemeyeceği kadar yükselmiştir. Bugün artık liselerimizde akıllı tahtaları kullanan ve her yıl binlerce derslik yapabilen bir Türkiye’den bahsediyoruz. Geçmişte özellikle ulaşımdan, sağlığa her alanda gerçekleştirilmesi mümkün görünmeyen gelişmeleri gerçekleştirdik. Örneğin bugün Muş’ta 160 bin kişi Devlete bir kuruş para ödemeden sağlık hizmeti almaktadır. Artık özel muayenehane kapılarında bekleyen insanlar yok. Ya da bıçak parasını veremediği için ameliyat olamayan insanlarımız da yok. Biz iyisini, daha iyisini, daha güzelini arzu ediyoruz. Bunun için hep beraber çalışıyoruz. Değerli arkadaşlar bütün insanlığın şu anda peşinden koştuğu şey; acaba huzurlu bir toplum nasıl olur? Refahı nasıl yakalarız? Sokaklarımızda nasıl huzur içinde dolaşırız? Suç oranlarını nasıl düşürürüz? Bütün modern dünya bunun üzerinde çalışıyor.

 

Günümüzde toplu katliamlar meydana geliyor. Bu olayların meydana geldiği yerler den biri olan Amerika, Afrika’nın herhangi bir ülkesinden daha zengin mi? Evet hiç şüphesiz daha zengin. Daha eğitimli mi? Şüphesiz daha eğitimlidir. Ama buna rağmen canice Dünya’da olaylar meydana gelmeye devam ediyor.

 

Şimdi mutluluğun kaynağı nedir diye sorsak? Aslında doğal yasalara uygun yaşamaktır. Doğal yasalar nedir? Birinin inancına göre bu, başka birinin inancına göre şu olabilir. Ben bir Müslüman olarak fıtrat diyorum. Yani Yüce Allah kâinatı yaratırken, nasıl ki bir bilgisayar programı yapılırsa, kâinat için, insanlık için, insan için de bir program yapmıştır. Bu programa uygun yaşadığınız sürece huzurlu, mutlu, bu programa uygun yaşamadığımız sürece de huzursuz, tedirgin, korkak ya da geceleri rüyasında sürekli kâbuslar gören bir dünya ile yaşamaya mahkûmuz. O yüzden bütün semavi dinlerin vaazı iyi insan olmak ve doğal yasalara uygun yaşamak üzere kurulmuştur.  Hiçbir din, hiçbir öğreti, hırsızlığı, katil olmayı, insanları katletmeyi övmez. Tam aksine bunların kötü davranışlar olduğunu ve bunlardan uzak durulması gerektiğini söyler. Dolayısıyla biz kadim medeniyetimizden uzaklaştıkça, özelliklede son Osmanlı düşünce akımları içinde Abdullah Cevdet’in başını çektiği “Biz gülü ile dikeni ile batılılaşacağız. Misafirperverlik aptallıktır. Bizi geri bırakan dinimizdir, örfümüzdür, kültürümüzdür” diyen, bu medeniyetin ve bu toprakların yabancısı kalan insanların düşünceleri maalesef toplumumuzda derin izler ve sıkıntılara sebep olmuştur. Ama çok şükür biz kadim medeniyetimizi benimsiyor ve bu kadim medeniyetimizi yeniden ihya etmek üzere yoğun bir çaba ve gayret sarf ediyoruz. Bizler insanları aynı gözle gören yani ister Müslüman olsun ister Hıristiyan olsun, ister Yahudi, ister başka dine mensup olsun; bütün insanların hakkına, hukukuna riayet eden kadim bir medeniyetin mensuplarıyız.

 

Değerli arkadaşlar sizlerden ricam, okulların siyaset meydanlarına, siyaset mekânlarına döndürülmesine asla izin vermeyin. Çünkü benim çocuğumun zihnini bulandırmaya hiçbir öğretmenin hakkı yok. Çocuğumu ben istediğim gibi yetiştirme hakkına sahibim. 10 yaşındaki çocuğu şu veya bu düşünceye yönlendirmek öncelikle o çocuğa yapılabilecek en büyük kötülüktür. Onu iyi insan, iyi vatandaş olarak yetiştirmek, daha sonra belirli bir yaş olgunluğuna geldiğinde de kendine göre bir düşünce tarzı benimsemesi en doğalı ve en doğru olanıdır. O yüzden başta okul müdürlerimiz, müdür yardımcılarımız olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin okul müdürü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin müdür yardımcısı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin öğretmeni olduğunu asla hiç kimse asla unutmamalıdır. Okullar da siyaset yapan, huzuru bozan ve özellikle çocukları terör örgütüne yönlendirmeye çalışanlara asla izin vermeyeceğim. Bunu açıkça söylüyorum. Azda olsa bu tür faaliyetleri yapanlar olduğunu biliyorum ve bundan sonra her fırsatta da peşinde olacağımı söylüyorum.

 

Biz Muş’ta 130 bin öğrencimizin eğitim imkânlarından, fırsatlarından en iyi şekilde istifade etmesi için, var gücümüz ile bu devletin ve hükümetin Valisi olarak sizlerin yanında olacağız. Sorunlarınızı çözebilmek için el birliği ile gayret ve çaba sarf edeceğiz. Bunun için hedefimiz sadece akademik eğitim, başarı değil, iyi insan, iyi vatandaş modeli üzerinde duracağız. Değerler eğitimine daha fazla önem vereceğiz. Öğretmen arkadaşlarımızın rol model olma yönündeki engelleri mutlaka kaldırmalıyız. Elbette her mesleğin aşındığı gibi öğretmenlik mesleğinin de ciddi şekilde aşındığını söylemek isterim. Ama bunda sadece toplumu suçlayarak, bir neticeye varamayacağımızı da sizlerde biliyorsunuz. Elbette bunun toplumsal bir takım sebepleri var. Ama meslek mensuplarının da bunda bir katkısı olduklarını söylemek isterim. Hiç kimse 30 yıl önceki Valilik kurumunu ya da 40 yıl önceki öğretmenliği beklemesin. Toplum değişiyor, toplum farklılaşıyor. Dolayısıyla mesleklerin anlamı yeniden tanımlanıyor ve verilen değerlerde buna göre belirleniyor.

 

 

Hepinize öğrencilerinizle birlikte yeni eğitim-öğretim yılında başarılar diler, sizlere hayırlı, huzurlu, sağlıklı bir yaşam diliyorum.” Dedi.


222222

Hürriyet Mahallesi, Şht. Akif Ağaoğlu Cd. No24 Muş Merkez - (436) 212 35 83 / 0436 212 12 10

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.